Bitmeyen aşk var mıdır ?

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Aşık olmak bildiğimiz, hissettiğimiz diğer duyguların hiçbirine benzemez.

Aklımızdan geçen binlerce düşünceye, kalbimizdeki duygular ve bedenimizin verdiği tepkiler eşlik eder. Duygular yoğunlaşır; mutluluk, hüzün, heyecan, huzur ve özlem aynı anda yaşanır. Peki aşkın söylenildiği gibi gerçekten bir ömrü var mı? Aşkınızı ölümsüzleştirmek mümkün mü?

Biyolojik ve evrimsel bakış açısı kadar, popüler kültür de aşkın bir ömrü olduğunu ve bitmeye mahkum olduğunu söylüyor. Oysa sevgi ve aşk bitmek zorunda değil. Sevgi, bağlılık ve tatminin olduğu ilişkilerde aşk zamanla azalacağına, tersine artıyor.

İlişkide bireylerin sevdiklerini ve sevildiklerini hissetmeleri önemli olduğunu belirten Psikolog Aylin Sezer, “Karşılıklı sevgi, içinde tutkuyu barındırmakla birlikte, paylaşımı, fedakârlığı, saygıyı, güveni, desteği ve iyi iletişimi de içerir. İçinde bulunan ilişkiden sağlanan tatmini etkileyen en önemli faktörlerden biri de zevk alma ve verme becerisidir. Birbirinin varlığından, paylaşımlarından zevk almayı ve vermeyi bilmek ve istemek önemlidir” dedi.

Bağlılık sözünün sadece evlilik töreninde verilen bir söz olmadığını belirten Psikolog Aylin Sezer sözlerine şöyle devam etti; “Birbirlerine bağlanan çiftler aslında ifade etmeseler de birbirlerine, sevgi, saygı, değer verme, sadakat ve diğerinin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılama konularında söz vermiş oluyorlar. Bu sözlerin tutulmadığı noktalarda ilişkilerde sıkıntıların başladığı gözlemleniyor.”

Gerçek ve kalıcı sevgiye karşılıklı emek vererek sahip olunabileceğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Psikoloğu Aylin Sezer, “Kalıcı ilişki çaba gerektirir. Sağlıklı bir ilişkiyi sürdürmek için zamana, enerjiye, denemeye ve sabıra ihtiyaç vardır. İlişki, karşıdaki insanı severek, sayarak, bağlanarak ve ilişkiye yatırım yaparak büyür ve sağlamlaşır” dedi.

Sevgilinizi her gün bir önceki günden daha çok sevmek imkansız değil…

Anadolu Sağlık Merkezi Psikoloğu Aylin Sezer sözlerine şöyle devam etti; “İlişkinin başında çiftler birbirlerini tanımak için zaman ve enerji harcarlar. Bir yandan karşılarındaki insanın onun için uygun olup olmadığını anlamaya çalışırken bir yandan da kendilerini o kişiye beğendirmeyi isterler. Bunun için birlikte vakit geçirir, sohbet eder, soru sorar, iltifat veya hediyelerle birbirlerini iyi hissettirir, ortak aktiviteler yaratmaya çalışır, fiziksel temas kurarlar. Tüm bunlar, diğerini tanımak ve bağlanmaya karar vermek içindir. Bağlılık oluştuğunda ise, birbirini tanımaya ayrılan zaman ve enerji azalır. Hayatın diğer alanları tekrar öne çıkar ve enerjinin çoğunu alırlar. İlişkiyi korumanın, geliştirmenin ve kalıcı kılmanın en önemli yollarından biri, fiziksel ve duygusal birlikteliğe ilişkinin başındaki gibi zaman ayırmaktır. Ufak jestler, paylaşılan anlara önem vermek çiftlerin ilişki tatminini önemli ölçüde etkiler. Sağlam ve kalıcı ilişkiler için, ilişkiye bağlılık, saygı, güçlü iletişim, karşılıklı destek, karşılıklı arkadaşlık ve sıcaklık, fiziksel ve duygusal yakınlık, romantizm ve sağlıklı bir cinsel yaşam çok önemlidir.”

13511969_1769422233276423_2728628696753686623_n.png
 
Son düzenleme:

güz gülleri

Üye
Üye
Katılım
Ocak 14, 2013
Mesajlar
914
Tepkime Puanı
0
Puanları
0

kalır bi çiçekte
bir defter arasında......
aşk hiç biter mi :)

bitmesiinnn :) :)
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
:) Ah güzümmmm güllerim, keşke aşklar hiç bitmese ama maalesef bir gün bitiyor ve bittiğinde de aslında tamamen yokolmuyor, derin bir sevgiye dönüşüyor sadece...en azından tüm aşıklar için, sonunu şimdilik düşünmeden keyfini çıkarma vakti olmalı... yaşanırken AN' ı yaşamalı...
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Aşka dair gerçekler

Aşk, deneyimlenen en önemli duygulardandır. İnsan beyni doğal olarak diğerleriyle bağ kurmak için programlanmıştır. Bu yüzdendir ki yalnız bırakılmayı ve reddedilmeyi hayatta kalmayı ciddi şekilde tehdit eden durumlar olarak yaşantılarız. Hem biyolojik hem de kültürel sebepler nedeniyle çoğu insan tam olarak mutlu ve tatminkar bir hayat sürmek için uzun sürecek ve azalmayacak bir aşka ihtiyaç duyduğuna inanır. Ne var ki gerçekte aşk nadiren uzun süren ve sabit kalan bir durumdur. Uzun süreli aşk kendiliğinden gerçekleşmez; çaba, fedakarlık, savunmasız ve kırılabilir olmaya gönüllülük gerektirir. Aşkın ne olduğunu, nasıl işlediğini anlatan ve bilimsel verilere dayanan birkaç gerçeğe kısaca göz atalım:

1. Aşk, şehvet ve tutkudan farklıdır.


Fiziksel çekim, aşkın ve romantik ilişkilerin önemli bir parçası ancak araştırmalar aşkın, şehvetten ve tutkudan farklı bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Görüntüleme teknikleriyle yapılan araştırmalar, şehvet ve tutku gibi duygular deneyimlendiğinde beynin ödül/motivasyonla ilişkili kısımlarının aktive olduğunu; aşk deneyimlendiğinde ise empati ve şefkatle ilintili kısımların harekete geçtiğini gösteriyor.

2. Aşk hem anlık bir duygu hem de uzun süreli bir ruhsal durumdur.

Çalışmalar âşık çiftlerin birbirlerinin mimiklerini, hareketlerini ve ifadelerini hatta fizyolojik ritimlerini bile aynaladığını (yansıttığını) gösteriyor. Bu özelliğiyle anlık olan aşk, diğerinin iyiliğinin istendiği, acısının üzüntü verdiği ve diğerine yardımcı olma arzusunun motive ettiği uzun süreli bir ruhsal ve zihinsel durum da teşkil ediyor.

3. Uzun süreli aşk çaba ister.

Aşk ilişkileri üzerine yapılan çalışmaları konu alan bir meta-analiz, uzun süredir birlikte olan çiftlere dair bazı davranış biçimlerinin altını çiziyor: Uzun süreli ve yoğun aşk yaşayan çiftler bir arada değilken birbirleri hakkında olumlu biçimde düşünmeye meyilli. Benzer şekilde bu çiftler birbirlerinin kişisel gelişimini ve değişimini de destekleyerek yeni şeyler öğrenip kendilerini geliştirebilecekleri ortak deneyimlere girişmeye hevesli oluyor.

4. Sevme kapasitesini geliştirmek mümkündür.

Yapılan araştırmalar kişinin kendisine şefkat göstermesinin ve farkındalığını geliştirmesinin kısa süre içerisinde daha olumlu ve empatik olmaya yardımcı olduğunu gösteriyor. Uzun süredir mindfulness (farkındalık) ve şefkat meditasyonu çalışmaları yapan keşişlerde beynin alfa dalgalarının bu çalışmalara yeni başlayan keşişlerdekine oranla daha farklı bir ritme sahip olduğu görülüyor. Farkındalık ve şefkat meditasyonları beynin empati ve olumlu duygularla ilintili bölgelerindeki aktiviteyi arttırıyor, öte yandan beynin korkuyla ilintili bölgelerindeki aktivasyonu azaltıyor. Empati ve olumlu duygular diğerleriyle olan ilişkiyi geliştiriyor ve güvenli bağlanmayı –dolayısıyla aşkı- da kolaylaştırıyor.

5. Aşk sadece zihinle ilgili değildir.

Birçok araştırma uzun süreli aşkın ve bağlanmanın fiziksel sağlığı uzun vadede olumlu şekilde etkilediğini gösteriyor. İstenmeyen yalnızlık ve diğerleriyle temastan yoksun kalma ise araştırmalara göre uzun vadede fiziksel sağlığı olumsuz etkiliyor. Araştırmalar bu etkinin özellikle erkeklerde belirgin olduğunu gösteriyor ve eş kaybının erkeklerde erken ölüm riskiyle ilintili olabileceğini düşündürüyor.

6. Aşk sonsuza dek sürebilir.

Nasıl ki bireyler aynı kalmıyor ve sürekli olarak değişiyorsa aşk da bu kurala tabidir. Yaşam deneyimleri sadece zihnimizin yapısını ve işleyişini değil tüm biyolojimizi, davranış ve düşünce biçimlerimizi de değiştirir. İlişkiler taraflardan birinin ya da her ikisinin ihtiyaçlarının değişmesi ve farklı yönlerde ilerlemesi karşısında zorlu bir sınavdan geçer ve bu kural hemen her zaman geçerlidir. Ne var ki Stony Brook Üniversitesi’nden Profesör Art Aron ve arkadaşlarının yaptığı çalışmanın ilginç sonucu bu kuralın istisnalarına işaret ediyor: Çalışmaya katılan kişilerden partnerlerini düşünmeleri istenmiş ve bu sırada beyin aktiviteleri görüntülenmiş. Uzun süreli ve yoğun aşk yaşadıklarını belirten kişilerin beyin görüntüleme verileri yeni aşık olduklarını belirten kişilerin verileriyle büyük oranda benzerlik göstermiş.
 

yılmaz034

Üye
Üye
Katılım
Ağu 9, 2012
Mesajlar
5
Tepkime Puanı
0
Puanları
1
aşk biter yerini sevgi alır derler.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst