- Katılım
- Nis 23, 2012
- Mesajlar
- 9,302
- Tepkime Puanı
- 64
- Puanları
- 48
- Yaş
- 54
“Hayatı yaşamanın iki yolu vardı; Biri hiçbir şeyin mucize olmadığını düşünmek, diğeri ise, her şeyin mucize olduğunu düşünmektir.” Albert Einstein
Eşi tarafından boşanma davası açılan ve o ana kadar sadece para kazanmayı düşünen bir eşin pişmanlığı :”O benim biricik aşkımdır. Onun değerini beni terk edince anladım. Tüm yaşamını beni ve çocuklarımızı mutlu ve başarılı kılmak için harcadı.
Bense, işlerimden başımı kaldırıp gerçeği göremedim. Yaptıklarına teşekkür etmedim.
İş çıkışı, bir parkta el ele yürüyemedik. Birlikte bir tiyatroya, sinemaya gidemedik. Ben ona 'Seni seviyorum' diyemedim. Yaptığı o güzel yemeklere teşekkür edemedim. Sadece kızıp hatalarını yüzüne vuruyordum.
Şimdi yaptığım hatanın farkındayım ama kendimi affettiremiyorum. Beni terk etti. Ailesinin yanında yaşıyor. Ben de o eve giremiyorum.
Evliliğimi kurtarmak için bana bir çözüm bulun”
Bir iş adamı 10 yıllık pişmanlığını yukarıdaki sözlerle ve gözyaşları içinde ifade ediyor ve evliliğini kurtarmak için çözüm arıyordu. .
Ben de ona “Sevgisini haykırmak için hiçbir zaman geç olmadığını ‘Seni çok seviyorum’ yazılı bir pankart ve bir demet kır çiçeği ile eşini kapıda beklemesini” söyledim.
Bu öneriden çok hoşlanmadı ama başka çaresi de yoktu. Aradan bir hafta geçti. Telefonun diğer ucunda o vardı. Heyecandan sesi titriyordu.
“Gerçekten mucize oldu beni affetti ve evine döndü” dedi.
Günlük sorunlar, acil işler önemlilerin yerine geçiyor. Erteliyoruz, ertelediğimiz ise sevdiklerimiz...
Sevgi, bazen bir demet kır çiçeği, bir sıcak gülümseyiş, bazen de dinlemek ve anlamaktır.
Vakit varken, sevgimizi yüksek sesle haykıralım. Yarın geç olabilir. Çoğu zaman kaybettiğimizde anlıyoruz sevdiklerimizin değerini...
Eşinizi şimdi arayın ve onu çok sevdiğinizi söyleyin ve mucizeyi görün.
Ama sadece “seviyorum” demekle yetinmeyin.
Sevgi bir eylemdir. Sevmek bazen, sevdiğin üşüdüğünde hırkanı sessizce çıkarıp vermek, bazen sahilde el ele yürümek, bazen baharın ilk yağmurlarında sırılsıklam ıslanmaktır.
Mutluluk ve sağlık dileklerimle…
Cengiz Hortoğlu
Eşi tarafından boşanma davası açılan ve o ana kadar sadece para kazanmayı düşünen bir eşin pişmanlığı :”O benim biricik aşkımdır. Onun değerini beni terk edince anladım. Tüm yaşamını beni ve çocuklarımızı mutlu ve başarılı kılmak için harcadı.
Bense, işlerimden başımı kaldırıp gerçeği göremedim. Yaptıklarına teşekkür etmedim.
İş çıkışı, bir parkta el ele yürüyemedik. Birlikte bir tiyatroya, sinemaya gidemedik. Ben ona 'Seni seviyorum' diyemedim. Yaptığı o güzel yemeklere teşekkür edemedim. Sadece kızıp hatalarını yüzüne vuruyordum.
Şimdi yaptığım hatanın farkındayım ama kendimi affettiremiyorum. Beni terk etti. Ailesinin yanında yaşıyor. Ben de o eve giremiyorum.
Evliliğimi kurtarmak için bana bir çözüm bulun”
Bir iş adamı 10 yıllık pişmanlığını yukarıdaki sözlerle ve gözyaşları içinde ifade ediyor ve evliliğini kurtarmak için çözüm arıyordu. .
Ben de ona “Sevgisini haykırmak için hiçbir zaman geç olmadığını ‘Seni çok seviyorum’ yazılı bir pankart ve bir demet kır çiçeği ile eşini kapıda beklemesini” söyledim.
Bu öneriden çok hoşlanmadı ama başka çaresi de yoktu. Aradan bir hafta geçti. Telefonun diğer ucunda o vardı. Heyecandan sesi titriyordu.
“Gerçekten mucize oldu beni affetti ve evine döndü” dedi.
Günlük sorunlar, acil işler önemlilerin yerine geçiyor. Erteliyoruz, ertelediğimiz ise sevdiklerimiz...
Sevgi, bazen bir demet kır çiçeği, bir sıcak gülümseyiş, bazen de dinlemek ve anlamaktır.
Vakit varken, sevgimizi yüksek sesle haykıralım. Yarın geç olabilir. Çoğu zaman kaybettiğimizde anlıyoruz sevdiklerimizin değerini...
Eşinizi şimdi arayın ve onu çok sevdiğinizi söyleyin ve mucizeyi görün.
Ama sadece “seviyorum” demekle yetinmeyin.
Sevgi bir eylemdir. Sevmek bazen, sevdiğin üşüdüğünde hırkanı sessizce çıkarıp vermek, bazen sahilde el ele yürümek, bazen baharın ilk yağmurlarında sırılsıklam ıslanmaktır.
Mutluluk ve sağlık dileklerimle…
Cengiz Hortoğlu
