- Katılım
- Nis 23, 2012
- Mesajlar
- 9,302
- Tepkime Puanı
- 64
- Puanları
- 48
- Yaş
- 54
Yılbaşında herkesin farklı istekleri olsa da birçoğumuzun ortak noktası, kendimiz ve sevdiklerimiz için 'sağlıklı günler' dilemek. Gelin; bu yıl sık görülen birkaç hastalığın farkına varın, sigarayı bırakın ve kendinize iyi bakın.
Yeni yıl için kurulan hayaller, istenen dilekler ve verilen sözler, 2017'nin ilk birkaç haftasında unutulup gidecek. Hatta eski alışkanlıklara geri dönülecek ve taze bir başlangıç yapmak üzere yeni yıl dönümleri beklenecek. Bu kez bir değişiklik yapın ve çabuk vazgeçmeyin. En azından önlenebilir sağlık sorunlarına karşı farkındalığınızı artırın!
Meme ve prostat kanserinin farkında olun!
Kadınlarda sık görülen meme kanseri ve erkek kanserlerinin ilk sırasında yer alan prostat kanserinde, erken tanı hayat kurtarıyor. Medicana uzmanları, yeni yılda bu kanser türlerinin toplum tarafından daha çok tanınmasını ve düzenli kontrollerin benimsenmesini tavsiye ediyor.
"Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olmakla birlikte erken tanı konulduğunda tamamen tedavi edilebilen bir hastalık. Bu nedenle her kadın, hiçbir şikayeti olmasa bile düzenli aralıklarla kontrol yaptırmalı. Burada en önemli olan, hangi testin ne zaman yapılması gerektiği. Her kadının kendi meme dokusunu tanıması gerekir. Bunun için, 20 yaşından itibaren kadınlar düzenli olarak her ay adet bittikten sonraki hafta içinde kendini muayene etmeli.
Kendi kendine muayene
Kendi kendine meme muayenesinin birbirini izleyen iki prosedürle yapılmasını öneriyoruz. Ayna karşısında kollar sarkıtılmışken, el beldeyken veya baş üstü kaldırıldığında şişlik, renk değişikliği, meme başı farklılıkları ve kızarıklık olup olmadığına bakılmalı. Ardından yatarak, muayene edilecek tarafta kol baş altına alınmalı; diğer elin üç parmağıyla meme derisi ve göğüs duvarı arasındaki meme dokusu hissedilmeye çalışılmalı. Başlangıçta meme dokusunu tanımadıkları için her ellerine gelen şeyi farklı lezyon olarak kabul edip korkabiliyor hastalar. Ancak birkaç aylık süreçte kişi kendini tanıdıktan sonra bu iş çok daha kolay oluyor.
Kendi kendine meme muayenesi, doktor ziyareti ve tarama mamografisiyle erken tanı konabilir. Kadınların 20-40 yaş arasında 2-3 yılda bir hekim muayenesinden geçmesini öneriyoruz. 40 yaşından sonraysa her yıl kontrol ve mamografiyi düzenli olarak tavsiye ediyoruz. Riskli hastalarda ayrıca ultrasonografi, MR ve Genetik Danışmanlık gibi ek tetkikler istenebilir.
Mammografiyle barışın
Mamografi, meme kanseri taramasında altın standarttır. Günümüzde en gelişmiş ve en çok tercih edilen mamografi cihazı ise dijital tomosentez mamografidir. Bu cihazla çekim sırasında meme dokusu daha az sıkıştırıldığı için acı ve ağrı hissi daha azdır. Ayrıca daha az radyasyon dozu kullanılır, kesitsel üç boyutlu görüntüleme yapılabilir. Çözünürlüğü daha iyi olduğundan tümör boyutları daha doğru değerlendirilebilir. Bu yönüyle MR çekilemeyen hastalarda iyi bir alternatiftir.
'Geliyorum' demez!'
Prostat kanserinin kendine özgü belirtisi yoktur, genellikle prostat büyümesinin görüldüğü 50 yaş üzerinde ortaya çıktığı için hastalar başka şikayetlerle başvuru yaparlar.
Bu belirtilerin başlıcaları:
İdrar yaparken zorlanma
Bekleme
İdrarda incelme
Aralıklı idrar yapma
Tedavi esas olarak kanseri hangi evresinde teşhis ettiğimizle yakından alakalıdır. Hastalık şu 3 evreden birinde olabilir ve tedavi ona göre planlanır.
-Prostat içine sınırlı, etraftaki dokulara ve uzak organlara yayılmamış (Lokalize prostat kanseri): PSA denen kan tahlilinin kullanılması, hastaların daha bilinçli olmaları sayesinde prostat kanseri vakalarının çoğu bu erken evrede yakalanıyor.
-Prostatın biraz dışına atlamış ama uzak organlara yayılım yayılmamış: Bu hasta grubunda eğer yaş 70'in altındaysa,
-Radikal Prostatektomi önerilir. Ancak bu ameliyat genellikle tek başına yeterli olmaz, radyoterapi ve hormon tedavisi gerekebilir.
-Metastaz yapmış (uzak organlara yayılmış) grup: Prostat kanserleri uzak organ olarak özellikle kemiklere ve karın içi büyük damarların etrafındaki lenf dokularına yayılır. Metastaz grubundakilere hormon tedavisi ve her iki testisi ameliyatla çıkarılması önerilir.
İnci gibi dişler
2017'ye kocaman ve parlak gülüşlerle "Merhaba" demeye hazır mısınız?
Öncelikle hekimimize başvurup, ağız bakımı için profesyonel yardım alın.
En az 6 ayda bir diş hekiminizi ziyaret edin ve gerekli kontrolleri yaptırın.
Her gün, günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayın.
Sigarayı bırakın
Şekerli ve asitli gıdaların tüketimini sınırlayın.
Yeni yılda daha sağlıklı bir cilt
Bu yıl cildinize daha fazla özen göstereceğinize dair kendi kendinize söz verin.
Dengeli beslenmeye ve yeterli sıvı almaya dikkat edin.
İdeal kilonuzda kalmaya gayret gösterin.
Her bulduğunuz ürünü değil, cildinizin ihtiyacı olan ve doktorunuzun deri tipinize göre önerdiği kremleri kullanın. Nemlendirici ve temizleyiciler de buna dahil!
Yüzünüzdeki lekeler ve izlerden kurtulmak için yaza kadar kendinize süre verin.
Cildinizin zamana karşı korumanız gereken en değerli varlıklardan biri olduğunu unutmayım.
Daha sağlıklı ve bakımlı bir yüz için cilt bakımı, epilasyon ve diğer uygun kozmetik işlemlere vakit ayırın.
Kendinize ve Sevdiklerinize Verebileceğiniz En Büyük Hediye: Sigarayı bırakmak!
Eğer sigara içiyorsanız, öncelikle bunu bırakabilirsiniz. Sigarayı bırakmak her ne kadar zor olsa da, sağduyu ve sabırla üstesinden gelebilirsiniz.
Öncelikle sigaranın etkileri, ne kadar gerekli olduğu, hangi durumlarda ve ne sıklıkla tercih ettiğind dair soruları sorun kendinize. Sigaraya gereksinim duyduğunuz zaman dilimini ortadan kaldırabilirseniz veya yerine başka bir davranış ya da hobi koyabilirseniz işiniz kolaylaşabilir.
Tabii ki bu adımı atmak için çok ciddi desteğe ihtiyaç duyacaksınız. Bu desteklerden biri de ilaçlar olabilir. İlaç, sigara içme istek ve ihtiyacınızı unutturabilir. Bu arada sigarayı bırakmayı planlarken, 'Ya kilo alırsam?' korkusunu taşımayın. Sadece planlama yapın, ilk olarak 3-5 kilo vermeye çalışınn. Bırakma aşamasında bir diyet uzmanıyla birlikte çalışabilirsiniz.
Kalbinize iyi bakmayı unutmayın !!!
Yeni bir yıla girerken hem kendimiz hem de ailemize huzurlu ve sağlıklı bir hayat sunmak için gerekli özeni göstermeliyiz. Gelişen teknoloji ve bilgi birikimi kalp sağlığı konusunda hastalıkları anlamamıza, korunma ve erken tanı koyma yöntemleri alanında önemli aşamalar kaydetmemizi sağladı. Kalp check-up'ı, risk faktörlerinin bulunması ve korunma stratejilerinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor.
Ani ölümlerin önüne geçilebilir.
Özellikle ailesinde erken yaşta (erkeklerde 40, kadınlarda 50 yaşın altında) kalp hastalığından ölümler olan ya da nedeni bilinmeyen ani ölüm hikayesi bulunanlar, yaşları ne olursa olsun yaşamları boyunca en az bir kez kalple ilişkili bir check-up yaptırmalı. Bu sayede ani ölüme yol açabilecek doğumsal kaynaklı bir rahatsızlık olup olmadığı tespit edilir. Ayrıca kalp damarlarında erken yaşta oluşabilecek tıkanmanın nedenleri ortaya çaıkabilir. Ailesel kolesterol yüksekliği ya da damar içinde pıhtı oluşmasına yatkınlık gibi önemli durumların altında yatan sorular tespit edilebilir.
Yapılan tetkikler normal sınırdaysa, 40 yaşına kadar benzer check-up tetkiklerinin beş yılda bir yapılması önerilir. 40'tan sonraysa kalp-damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan, birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan, sigara içen, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve şeker hastalığı bulunan kişilerin kalp check-up’ı yılda bir defa yaptırmaları tavsiye edilir. Ayrıca toplu ulaşım araçları kullananlar, pilotlar, cerrahlar ve yöneticiler de yıllık check-up programlarına dahil olmalı. Aktif spora başlayan ya da spor yapan kişilerle profesyonel sporcular, belirli aralıklarla kalp check-up’ı yaptırmalı.
Check-up paketleri, kişinin özelliklerine ve yaşına göre değişir. Kalp-damar hastalığı gelişimine ve damar içinde pıhtı oluşumu ihtimaline yönelik tarayıcı kan çalışmaları check-up tetkiklerinin önemli bir parçasıdır. Kalp ultrasonografisi yani ekokardiyografiyle; kalbin yapısı, kalp boşluklarında büyüme olup olmadığı, performansı, kalp kapakları ve zarı, duvar kalınlığı, organdan çıkan büyük damarlar incelenir. Bazen ekokardiografiyle yapılan efor testleri, kişinin anjiyografiye, yani bypass ameliyatı ya da balonla damar açılmasına ihtiyacının olup olmadığı tespit edilebilir. Ritim probleminden şüphelenilen bireylerde holter analizleri önemli bilgi sağlayabilir.
Düzenli takip risklerden koruyabilir!!!
Günümüz toplumunun en önemli sağlık sorunlardan biri olan kalp damar hastalıklarında kişiler her zaman yakınma duymamaktadır. Bazen de hissedilen şikayetler ne kişi ne de doktorları tarafından kalp hastalığı bulgusu olarak yorumlanmayabilmektedir. Bu gibi durumlarda checkup yaptıran hastalarda kalp hastalıkları riski önceden saptanabildiği için hastanın hayatı erken teşhis sayesinde kurtarılabiliyor. Kalpteki yapısal değişiklikler, özellikle genç yaşlarda yaşanan ani ölümlerin en sık rastlanan nedenini oluşturmaktadır.
Kalbin sağ tarafını etkileyen ve ritim bozukluğu yaparak öldüren, sol tarafta doğumsal olarak ortaya çıkan kalınlaşma gibi rahatsızlıklar özellikle fiziksel aktivite gösteren ya da sporla uğraşan kişilerde hayatın sonlanmasına neden olabilmektedir. Hiçbir risk içermeyen ekokardiografi çalışması, böyle bir hastalığı ortaya çıkarabilmektedir. Kişinin kalp damar hastalığı gelişim risklerini ortaya çıkaran kardiyolog değerlendirmesi ve kan tetkikleri, zamanında önlemlerin alınmasını sağladığı için insanların hayatını uzatabilmekte, kişileri riskten koruyabilmektedir
Yeni yıl için kurulan hayaller, istenen dilekler ve verilen sözler, 2017'nin ilk birkaç haftasında unutulup gidecek. Hatta eski alışkanlıklara geri dönülecek ve taze bir başlangıç yapmak üzere yeni yıl dönümleri beklenecek. Bu kez bir değişiklik yapın ve çabuk vazgeçmeyin. En azından önlenebilir sağlık sorunlarına karşı farkındalığınızı artırın!
Meme ve prostat kanserinin farkında olun!
Kadınlarda sık görülen meme kanseri ve erkek kanserlerinin ilk sırasında yer alan prostat kanserinde, erken tanı hayat kurtarıyor. Medicana uzmanları, yeni yılda bu kanser türlerinin toplum tarafından daha çok tanınmasını ve düzenli kontrollerin benimsenmesini tavsiye ediyor.
"Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olmakla birlikte erken tanı konulduğunda tamamen tedavi edilebilen bir hastalık. Bu nedenle her kadın, hiçbir şikayeti olmasa bile düzenli aralıklarla kontrol yaptırmalı. Burada en önemli olan, hangi testin ne zaman yapılması gerektiği. Her kadının kendi meme dokusunu tanıması gerekir. Bunun için, 20 yaşından itibaren kadınlar düzenli olarak her ay adet bittikten sonraki hafta içinde kendini muayene etmeli.
Kendi kendine muayene
Kendi kendine meme muayenesinin birbirini izleyen iki prosedürle yapılmasını öneriyoruz. Ayna karşısında kollar sarkıtılmışken, el beldeyken veya baş üstü kaldırıldığında şişlik, renk değişikliği, meme başı farklılıkları ve kızarıklık olup olmadığına bakılmalı. Ardından yatarak, muayene edilecek tarafta kol baş altına alınmalı; diğer elin üç parmağıyla meme derisi ve göğüs duvarı arasındaki meme dokusu hissedilmeye çalışılmalı. Başlangıçta meme dokusunu tanımadıkları için her ellerine gelen şeyi farklı lezyon olarak kabul edip korkabiliyor hastalar. Ancak birkaç aylık süreçte kişi kendini tanıdıktan sonra bu iş çok daha kolay oluyor.
Kendi kendine meme muayenesi, doktor ziyareti ve tarama mamografisiyle erken tanı konabilir. Kadınların 20-40 yaş arasında 2-3 yılda bir hekim muayenesinden geçmesini öneriyoruz. 40 yaşından sonraysa her yıl kontrol ve mamografiyi düzenli olarak tavsiye ediyoruz. Riskli hastalarda ayrıca ultrasonografi, MR ve Genetik Danışmanlık gibi ek tetkikler istenebilir.
Mammografiyle barışın
Mamografi, meme kanseri taramasında altın standarttır. Günümüzde en gelişmiş ve en çok tercih edilen mamografi cihazı ise dijital tomosentez mamografidir. Bu cihazla çekim sırasında meme dokusu daha az sıkıştırıldığı için acı ve ağrı hissi daha azdır. Ayrıca daha az radyasyon dozu kullanılır, kesitsel üç boyutlu görüntüleme yapılabilir. Çözünürlüğü daha iyi olduğundan tümör boyutları daha doğru değerlendirilebilir. Bu yönüyle MR çekilemeyen hastalarda iyi bir alternatiftir.
'Geliyorum' demez!'
Prostat kanserinin kendine özgü belirtisi yoktur, genellikle prostat büyümesinin görüldüğü 50 yaş üzerinde ortaya çıktığı için hastalar başka şikayetlerle başvuru yaparlar.
Bu belirtilerin başlıcaları:
İdrar yaparken zorlanma
Bekleme
İdrarda incelme
Aralıklı idrar yapma
Tedavi esas olarak kanseri hangi evresinde teşhis ettiğimizle yakından alakalıdır. Hastalık şu 3 evreden birinde olabilir ve tedavi ona göre planlanır.
-Prostat içine sınırlı, etraftaki dokulara ve uzak organlara yayılmamış (Lokalize prostat kanseri): PSA denen kan tahlilinin kullanılması, hastaların daha bilinçli olmaları sayesinde prostat kanseri vakalarının çoğu bu erken evrede yakalanıyor.
-Prostatın biraz dışına atlamış ama uzak organlara yayılım yayılmamış: Bu hasta grubunda eğer yaş 70'in altındaysa,
-Radikal Prostatektomi önerilir. Ancak bu ameliyat genellikle tek başına yeterli olmaz, radyoterapi ve hormon tedavisi gerekebilir.
-Metastaz yapmış (uzak organlara yayılmış) grup: Prostat kanserleri uzak organ olarak özellikle kemiklere ve karın içi büyük damarların etrafındaki lenf dokularına yayılır. Metastaz grubundakilere hormon tedavisi ve her iki testisi ameliyatla çıkarılması önerilir.
İnci gibi dişler
2017'ye kocaman ve parlak gülüşlerle "Merhaba" demeye hazır mısınız?
Öncelikle hekimimize başvurup, ağız bakımı için profesyonel yardım alın.
En az 6 ayda bir diş hekiminizi ziyaret edin ve gerekli kontrolleri yaptırın.
Her gün, günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayın.
Sigarayı bırakın
Şekerli ve asitli gıdaların tüketimini sınırlayın.
Yeni yılda daha sağlıklı bir cilt
Bu yıl cildinize daha fazla özen göstereceğinize dair kendi kendinize söz verin.
Dengeli beslenmeye ve yeterli sıvı almaya dikkat edin.
İdeal kilonuzda kalmaya gayret gösterin.
Her bulduğunuz ürünü değil, cildinizin ihtiyacı olan ve doktorunuzun deri tipinize göre önerdiği kremleri kullanın. Nemlendirici ve temizleyiciler de buna dahil!
Yüzünüzdeki lekeler ve izlerden kurtulmak için yaza kadar kendinize süre verin.
Cildinizin zamana karşı korumanız gereken en değerli varlıklardan biri olduğunu unutmayım.
Daha sağlıklı ve bakımlı bir yüz için cilt bakımı, epilasyon ve diğer uygun kozmetik işlemlere vakit ayırın.
Kendinize ve Sevdiklerinize Verebileceğiniz En Büyük Hediye: Sigarayı bırakmak!
Eğer sigara içiyorsanız, öncelikle bunu bırakabilirsiniz. Sigarayı bırakmak her ne kadar zor olsa da, sağduyu ve sabırla üstesinden gelebilirsiniz.
Öncelikle sigaranın etkileri, ne kadar gerekli olduğu, hangi durumlarda ve ne sıklıkla tercih ettiğind dair soruları sorun kendinize. Sigaraya gereksinim duyduğunuz zaman dilimini ortadan kaldırabilirseniz veya yerine başka bir davranış ya da hobi koyabilirseniz işiniz kolaylaşabilir.
Tabii ki bu adımı atmak için çok ciddi desteğe ihtiyaç duyacaksınız. Bu desteklerden biri de ilaçlar olabilir. İlaç, sigara içme istek ve ihtiyacınızı unutturabilir. Bu arada sigarayı bırakmayı planlarken, 'Ya kilo alırsam?' korkusunu taşımayın. Sadece planlama yapın, ilk olarak 3-5 kilo vermeye çalışınn. Bırakma aşamasında bir diyet uzmanıyla birlikte çalışabilirsiniz.
Kalbinize iyi bakmayı unutmayın !!!
Yeni bir yıla girerken hem kendimiz hem de ailemize huzurlu ve sağlıklı bir hayat sunmak için gerekli özeni göstermeliyiz. Gelişen teknoloji ve bilgi birikimi kalp sağlığı konusunda hastalıkları anlamamıza, korunma ve erken tanı koyma yöntemleri alanında önemli aşamalar kaydetmemizi sağladı. Kalp check-up'ı, risk faktörlerinin bulunması ve korunma stratejilerinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor.
Ani ölümlerin önüne geçilebilir.
Özellikle ailesinde erken yaşta (erkeklerde 40, kadınlarda 50 yaşın altında) kalp hastalığından ölümler olan ya da nedeni bilinmeyen ani ölüm hikayesi bulunanlar, yaşları ne olursa olsun yaşamları boyunca en az bir kez kalple ilişkili bir check-up yaptırmalı. Bu sayede ani ölüme yol açabilecek doğumsal kaynaklı bir rahatsızlık olup olmadığı tespit edilir. Ayrıca kalp damarlarında erken yaşta oluşabilecek tıkanmanın nedenleri ortaya çaıkabilir. Ailesel kolesterol yüksekliği ya da damar içinde pıhtı oluşmasına yatkınlık gibi önemli durumların altında yatan sorular tespit edilebilir.
Yapılan tetkikler normal sınırdaysa, 40 yaşına kadar benzer check-up tetkiklerinin beş yılda bir yapılması önerilir. 40'tan sonraysa kalp-damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan, birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan, sigara içen, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve şeker hastalığı bulunan kişilerin kalp check-up’ı yılda bir defa yaptırmaları tavsiye edilir. Ayrıca toplu ulaşım araçları kullananlar, pilotlar, cerrahlar ve yöneticiler de yıllık check-up programlarına dahil olmalı. Aktif spora başlayan ya da spor yapan kişilerle profesyonel sporcular, belirli aralıklarla kalp check-up’ı yaptırmalı.
Check-up paketleri, kişinin özelliklerine ve yaşına göre değişir. Kalp-damar hastalığı gelişimine ve damar içinde pıhtı oluşumu ihtimaline yönelik tarayıcı kan çalışmaları check-up tetkiklerinin önemli bir parçasıdır. Kalp ultrasonografisi yani ekokardiyografiyle; kalbin yapısı, kalp boşluklarında büyüme olup olmadığı, performansı, kalp kapakları ve zarı, duvar kalınlığı, organdan çıkan büyük damarlar incelenir. Bazen ekokardiografiyle yapılan efor testleri, kişinin anjiyografiye, yani bypass ameliyatı ya da balonla damar açılmasına ihtiyacının olup olmadığı tespit edilebilir. Ritim probleminden şüphelenilen bireylerde holter analizleri önemli bilgi sağlayabilir.
Düzenli takip risklerden koruyabilir!!!
Günümüz toplumunun en önemli sağlık sorunlardan biri olan kalp damar hastalıklarında kişiler her zaman yakınma duymamaktadır. Bazen de hissedilen şikayetler ne kişi ne de doktorları tarafından kalp hastalığı bulgusu olarak yorumlanmayabilmektedir. Bu gibi durumlarda checkup yaptıran hastalarda kalp hastalıkları riski önceden saptanabildiği için hastanın hayatı erken teşhis sayesinde kurtarılabiliyor. Kalpteki yapısal değişiklikler, özellikle genç yaşlarda yaşanan ani ölümlerin en sık rastlanan nedenini oluşturmaktadır.
Kalbin sağ tarafını etkileyen ve ritim bozukluğu yaparak öldüren, sol tarafta doğumsal olarak ortaya çıkan kalınlaşma gibi rahatsızlıklar özellikle fiziksel aktivite gösteren ya da sporla uğraşan kişilerde hayatın sonlanmasına neden olabilmektedir. Hiçbir risk içermeyen ekokardiografi çalışması, böyle bir hastalığı ortaya çıkarabilmektedir. Kişinin kalp damar hastalığı gelişim risklerini ortaya çıkaran kardiyolog değerlendirmesi ve kan tetkikleri, zamanında önlemlerin alınmasını sağladığı için insanların hayatını uzatabilmekte, kişileri riskten koruyabilmektedir
